Tek Kullanımlık Çay Poşetinin 100 Yıllık Öyküsü

28 Nisan 2014

Tek Kullanımlık Çay Poşetinin 100 Yıllık Öyküsü...

2008 yılı tek kullanımlık çay poşetinin buluşunun 100. yılıdır. Çay poşetinin icadı, çay tarihindeki en önemli olaylardan biri olarak kabul edilir.

Çay, sudan sonra dünyanın en çok içilen ikinci popüler içeceği. Çayın bu kadar popüler olmasında tek kullanımlık çay poşetlerinin çok büyük bir payı vardır. Tek kullanımlık çay poşetleri, tesadüfi olarak bulundu. Bu tesadüfi buluşun öyküsünü anlatalım sizlere...

Tesadüfi Buluş...

20. yüzyılın başlarında çay bugüne göre oldukça pahalıydı. Hindistan'dan ve Çin'den gelen her yeni kargo, çay tüccarları ve müşterileri tarafından New York' ta büyük bir heyecanla bekleniyordu. Çay yüklü gemi, limana yaklaştığında çay tüccarları küçük metal kutular içerisinde çay örnekleri gönderiyordu. Söylentilere göre, çay ithalatçılarından Thomas Sullivan metal çay kutularının yüksek maliyetli olmasından oldukça rahatsız oldu. Böylece 1908 yılında küçük el işlemeli ipek çantalar üretildi. Müşterilerine çayı ipek zarflar içerisinde vermeye başladı. Müşterilerinden biri bir gün sıcak su içerisine çay poşetini daldırdı. Ve böylece bir fincan demlenmiş çayı keşfetti. Çay poşetlerinin tek kullanımlık olarak kullanabileceğini fark etti. Ve Sullivan' nın müşterileri böylece tek kullanımlık çay poşetlerini talep etmeye başladı.

Thomas Sullivan tek kullanımlık çay poşetlerinin daha çok ilgi gördüğünü fark etti. Ve tek kullanımlık çay poşetlerini peynir bezi, gazlı bez, delikli kâğıt gibi malzemelerle birlikte de kullanmaya başladı. Thomas Sullivan kendi buluşuyla ilgili patent almak istedi fakat bu isteği başarısız oldu. Hazır çay poşetinin ilk patent hakkını A.V Smith aldı. İlk defa Joseph Krieger hazır poşet çayı piyasaya sürdü.


Tek kullanımlık çay poşetleri-Çayın başına gelecek en iyi ve en kötü şeyler...

Birçok çay sever, 20. yy'nin en kötü buluşlarından birinin tek kullanımlık çay poşeti olduğunu düşünür. Fakat bu durum tek kullanımlık çay poşetleri için yapılan haksız bir değerlendirmedir. Sorun, tek kullanımlık çay poşetleri değil, poşet içerisinde saklanan çayın kalitesidir.

Modern tek kullanımlık çay poşetleri, hızlı difüzyonu sağlamak için toz şeklinde ezilmiş düşük kaliteli çay içerir. Sallama çaylar popüler hale geldikçe, büyük çay şirketleri kaliteli toz için çay yapraklarını kullanmak gerektiğini fark ettiler. Ve böylece daha çok para kazanacaklardı. Ezilmiş çay hızlı bir şekilde demlenebiliyordu fakat tam yaprak kullanıldığı zaman lezzetten yoksun kalıyordu. Poşet çayların günlük hayatımızın temposu içinde iyi bir yeri oldu, çünkü pratik. Poşet çay, toz çayın daha küçük parçacıklar haline gelmesiyle oluşuyor. Bu da çayın daha hızlı demlenmesini sağlıyor, küçük olan parçacıklar daha çok yüzeye temas ettiği için bir anda demleniyor, iki dakika içerisinde gayet güzel renk alabileceğimiz bir çay ortaya çıkıyor.

Sallama çaylar kolaylık sağlamasına rağmen, siyah çay oldukça popüler hale geldi. Demleme çay, oldukça lezzetlidir. Demleme çay bir damak tadı ve keyif işidir. Birçok insan sallama çayı denedi. Yapılan bir araştırma tüketicilerin birçoğunun sallama çayı denediğini fakat aromasıyla ilgili hiçbir fikri
olmadığını belirtti.



Değişim için zaman

Asıl şaşırtıcı olan, tek kullanımlık çay poşetlerinin son 100 yılda tasarımının çok az değişmiş olmasıdır. Kapalı bir çay paketinin içerisinde dekoratif bir etiket ve sallanan çay torbası. Bu tasarımın patenti 1916 yılında alındı. Bugün dahi süpermarketlerde aldığımız tek kullanımlık çay poşetlerinin tasarımları hemen hemen aynı.

Yıllar geçtikçe tek kullanımlık çay poşetlerinin tasarımları ile ilgili bazı değişikler oldu. Yuvarlak ve piramit şeklinde tek kullanımlık çay poşetleri tasarlandı. Sadece bununla kalınmadı. Çay poşetleri reklamlarda görülmeye başlandı.

Bilinçli çay tüketicisi...

Günümüzde kaliteli ürün talebinde bulunan bilinçli bir tüketici var pazarda. Bilinçli tüketici ürünle ilgili her şeyi bilmek istiyor. Ürünün içeriğini, organik olup olmadığını bilmek istiyor. Adil ticaret sertifikalı ürünler bilinçli tüketiciler tarafından daha çok tercih ediliyor. Türkiye'de devlet üreticiyi organik tarıma teşvik ediyor. Neden? Çünkü;

  • Doğu Karadeniz Bölgesi'nde doğayı koruyarak ihracatı desteklemek,
  • Bozulan doğal dengeyi yeniden tamir etmek,
  • Yeni nesillere sağlıklı bir gelecek hazırlamak,
  • Doğu Karadeniz Bölgesi'ni dünyanın en büyük organik tarım havzası yapmak için destekliyor.

Organik tarım uygulamaları tamamen çevre dostudur. Hiçbir şekilde doğaya zarar verecek kimyasalların havaya, suya ve toprağa karışmasını önler. Dünyada da Hindistan'da çay, organik tarım uygulamalarıyla üretiliyor.

Çay kahvaltılarda olmazsa olmazlardan. Simitin yanında, poğaçanın yanından eksik olmaz. Kimisi açık sever, kimisi koyu, kimisi orta. Kimisi sade içer, kimisi bol şekerli. Sohbet dostudur. Birisine gittiğinizde, bir komşunuza, aile büyüklerinden birine, hemen çay konulur. Çayı karıştırırken kaşığın sesi de ayrı bir melodidir. Sağlığa faydalarıyla da övünür. Çay, kansere, kalp hastalıklarına soğuk algınlığına iyi gelir. Cildin parlak kalmasını sağlar. Kahve ise yorgunluğu atmak için, içilir. Falına bakılır, stres atılır. Kahve tiryakisi de oldukça fazladır. Fakat buna rağmen, çay hızla büyüyen F&B pazar segmentlerinden biri haline geldi. Doğum yeri olan Asya'da ise bir fenomen oldu. Ünlü bir kahve zincirinin 600 tane mağazasını kapatması tesadüf müdür sizce?

Böyle de olsa çayın tiryakisi ayrı, kahvenin tiryakisi ayrıdır. İkisinin yeri de doldurulamaz.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.